Sen Dünyanın En Büyük Mucizesisin

CEO’s Üst Düzey Yöneticilerin İş ve Yaşam Dergisi 2010/Sayı:69

Ses karanlığı geçti, gün ışıdı ya da gün kayboluyordu belki de. İlk çığlıklar, ilk haykırış, ilk nefes, ilk mutluluk, ilk sevinç ya da ilk gülücük yaşanıyordu o an. Kalbin yolu bulunuyordu. Zihnin açıklığı başlıyordu. Gözler açılıyordu yaşama. Dilin zekası, ruhun en masum ve saf hali. Bilinmeyenden başlıyordu yaşamın yolculuğu. Bilinmezliğe doğru.. Tanrının asaletini görüyorduk. Bir mucize gerçekleşiyordu…

Farkında değildin…

Nadideydin…

Temas ediyordun…

Bilmeye başlıyordun…

Anlamaya… Duymaya…

Keşfediyordun sürekli…

Keşfettikçe büyüyordun…

Gittikçe hızlanıyordun…

Sevinçli oluyordun…

Bazen hüzünlü…

Yaşam getiriyordu sana, telaşları, tecrübeleri…

Güzel şeyler sunuyordu bazen…

Şanslar veriyordu…

Görmeyi gösteriyordu…

Çaresizlikler buluyordu seni…

Kararsızlıkların, istikrarsızlığın bazen…

Yıkımlarla karşılaşıyordun…

Tesadüfler oluyordu…

Armağanlar veriyordun, alıyordun…

Plan yapmaya başlamıştın…

Seçme gücünü almıştın….

Azmi yaşıyordun. Çaba ve emeklerinle…

Kutlamalar içindeydin…

Bağlantıları kuruyordun artık…

Oturuyordu herşey yerli yerine…

Sorumlulukları yerine getiriyordun…

Birlikteliğin gücünün farkındaydın…

Yol gösteriyordun…

Bilgin birikiyordu, ilerliyordun…

Bazen zorluklar, engeller oluyordu…

Aşabilmeyi başarabiliyordun…

Onurlu yaşıyordun…

Yardım ediyordun…

Varlığı ve yokluğu yaşıyordun…

Vermeyi biliyordun…Gülümsemeyi…Neşeyi….Tatmini.

Cömert erdemler içindeydin.

Aşkı tadıyordun. Sevgi denizlerinin içindeydin hep.

Zevkler, şehvetler, tutkular yaşıyordun.

Sana bahşedilenlere minnettar kalmayı hissediyordun….

Sonra, başka bir mucizeye, SEN sebep oluyordun.

Yaşamının en büyük ödülü geliyordu, senin olan…

Kutsaldı çok. Senin eserindi.

Yaşam atmosferinde, nefes almanın anlamını ve gücünü bilmiştin.

Çünkü keskin görüyordun ve işte gerçekleşiyordu o an.

Farkındaydın artık…

Bir ömrün içinde olabilen herşey…. Daha da fazlası var mutlaka. Güzel içerikli, mutlu ve duygu dolu yaşam lazım hepimize.

Minnettarlık hissederek ve bunu ifade edebilmeyi başararak…

Minnettarlık; bilincin daha da yukarıya çıkması için gereken basamaklar… En küçük şeyler için bile…. Kendimize bile.

Bu duygu, insanı rahatlatan, kendini iyi hissettiren bir duygu. Kadir bilme, şükran duyma. Beklenmedik anda minnettarlık hissetmek, hissettirmek harika bir duygu. Bunu dile getirmek güzel. Hem kendin için hem karşındaki için… Sevgiyi büyüten, ilişkileri güçlendiren,  tamamlayan, daha iyi bir dünyanın içinde mutlu bir duygu. Vefa dolu  büyük söz. Kıymet bilme. Farkında olma. Kucaklama, kolları açan söz. Çok değerli.

Olumsuzluklara bile minnettarlık vardır. Ortaya çıkan hastalıklara bile… Yardım ettiğinde, birisi için en ufak bir şey yaptığında ya da sana yapıldığında. Bir söz bile karşındakine minnettar kalmanı sağlayabilir. Yeni iyiliklerin gizli ümididir. Ama karşılık beklemeden… Yeni başlangıçların ya da mutlulukların habercisidir. Memnuniyet göstergesidir.

Gönül borcu… Çok manevi.  Hoşnutluk duygusu verir. Yapılan iyiliğin farkında olma, bilincinde olma, daha yukarılara ilerleme, takdir… Anlamı ve eylemi,  kalpten ve ruhtan kaynaklanır. Cesareti gösterir. Yumuşak başlılığı, uyumu, nazikliği, değer bilmeyi… Yüceltir, sevinç yaratır.

Yardım, içten gelen bişey. Birileri karşılığını versin diye değil, birileri minnettarlık duysun, biz de egomuzu tatmin edelim diye de değil. Yapılan iyilikler, yardımlar, destekler mutlaka bizi, başka yollarla, başka zamanlarda bulacaktır. Teşekkür etmek, evrensel ve ahlaki bir değer ve de kelime. Teşekkürler, hem şükretmek hem de daha büyük manevi menfaatlerin arzusudur. İyiliği görüp kıymetini takdir ederek ona karşı saygılı olmak, sahip olduklarımızın şükrüdür. İnsana yakışandır. Görgüdür, tevazu halidir.

İyilik gören bir kişinin bundan dolayı hoşlanması, sevinmesi, memnuniyetlerini belli eden tavırlarda bulunması beklenir. Yapılan iyiliklerden çok, bunları vereni görmek, bilmek bir erdemdir. İyiliği yaparken nazikçe yapmalı. Kalpte hissedilen sevinç, kendini borçlu hissetme, insanı iyi yönde eyleme sevk eder. Şükretmek, sadece  bir iyilik ya da bir merhamet söz konusu olduğunda değil yaşamımızın her anında olsa. Şükran hisleri içinde olma’da  3 unsur var. Bilgi, tavır ve davranış. Bilmek önemli. Ne olduğunu, oluş biçimini ve sebebini görmek ve bilmek….

Sahip olduklarımıza şükretmeliyiz. Sağlığa şükretmenin yolunun, vücudumuza gösterdiğimiz ihtimam olduğunu unutmayalım.

Hayatta sahip olduklarımıza minnettar olalım, işlerin kötüye gittiği bir anda sadece yürüyebildiğimiz, duyabildiğimiz, düşünebildiğimiz veya nefes alabildiğimiz için minnettar olmak, bizi olumsuz duygular ve stresten uzaklaştırıp olaylara daha pozitif bakmamızı sağlıyor. Diğer insanlara samimiyet hissetmemizi ve herşeyin daha anlamlı ve değerli olmasını gerçekleştiriyor. Aksi takdirde zaman ve yaşamdaki tüm paradoksların içinde, acılara, olumsuzluklara yaptığımız şahitlik ve yaşanan minnetsizlikler, ansızın bulunduğumuz noktayı değiştirebiliyor ve özümüzden uzaklaştırabiliyor. Tam zıttı olan kelime ise Nankörlük… Her zaman kaybettiriyor. Minnettarlık duygusunun tadını cıkarmamız lazım. Bolluk ve bereket ancak bu duygularla mümkün olacaktır. Minnettarlık duyan insan güçlüdür ve her geçen gün bu, daha büyük bir güç yaratır. 

Nefesimize minnettar kalalım….

Nefes;

anteziantezi bir durum. durumrıklığı yaşanırsa bu işte zor bir durum. abilir. neden olabilir. edecek. aki herşeyi en inceyaşam belirtisi…. İç çekiş, rahatlamak için, iyi hissetmek için gözlerini kapa ve  güzel, derin bir nefes al ve ver…  Sıkıntıyı al ve başka yere gönder. Sonra enerjini, içindekini, ver kendine ve evrene.

Hep yeniden başlamaktır. Bir müjdedir, mucizedir. Dekordaki en çarpıcı, olmazsa olmaz bişey. Yokluğu tartışılamaz. Olmadığında, daha büyük yokluk. Sevinçte, kederde, hiddette, endişede, korkuda, ümitte, zafer uçuşunda, mutlulukta, doğada, dinginlikte… Hep başka başka ama hep olmalı. Farkına varmadan belki, kanıksamış olarak. Muhtacız. İnsan başka neye daha büyük bir ihtiyaç duyabilir? Daha doğrusu başka neye bu kadar zorunlu ve bağlı? 

Varlığın, yokluğun göstergesi. Doğal ritminde, bazen telaşlı, bazen heyecanlı, yaşadığımız tüm anlar etki ediyor ritmine… Teknikleri geliştirirsek bize faydası oluyor. Değerini çok bilmeli, şükretmeli aldığımız her anın nefesine. 

Doğuş anında, bitiş anında ve tüm arada aldığımızla yaşıyoruz. Müthiş bir enerji. Bahşedildi. İçimizde.

Varolduğumuza aşık olalım. Sevgimiz, nefes almak gibi olsun. Verdiğimiz nefesler hep sevgi olsun. Nefesimizle, aldığımız ve verdiğimiz sevgilerimizle dans edelim. İzleyelim nefeslerimizi… Duygularımızı nasıl değiştirdiğini hissedelim.

Aşk ve sevgi dolu ritimlerimiz, büyük değişimi sağlayacaktır. Anlamlı nefes alacağız. Minnettarlıklarımızı hep hatırlayacağız. Sükunet içinde ve gittiğimiz istikamette, özvarlığımızı ve gücümüzü koruyarak. Hep yeniden şarj ederek, hayata hep yeniden başlayarak, nefes alacağız. Marifet, sonuna kadar en iyi şekilde yaşamak ve yaşatmak.

‘’Sen dünyanın en güzel mucizesisin.’’ Burda olmanla ve başkaları için de…

Aldığınız her nefese ve her mucizeye minnettar kalmanız ve tanık olmanız dileğimle….

Ayşen Arıduru

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir