Şans

Black or White Cemiyet, Yaşam ve Kültür Dergisi/2015

“Ne kadar çok çalışırsam, o kadar çok Şans’a sahip olduğumu biliyorum” Thomas Jefferson

Alınan yenilgileri gülümseyerek karşılayabilmek bile bir Şans… Azimli insan Şanslı insandır. En kötü ve şanssız anlarda, asil ve erdemlilik kendini gösterecektir.

Bazen erdem ve yetenek, şansın gerisinde kalır ama mükemmeliği hedefleyenler her zaman en az sayıda ve ileride olanlardır. / George J. Green

Bazı insanlar inanılmaz derecede şanslıylen, diğerleri hak ettiklerine ulaşamazlar, günün sonunda herkes kendi şansını yakalıyor ve yaratıyor. Şanssız olan insanlar önlerine çıkan fırsatları fark edemiyorlar ve görmüyorlar.

Şans ve Şanssızlık durumu,  insanların söz konusu fırsatları fark etme yetenekleri arasındaki farklılık ve boyuttan kaynaklanıyor. Şansa sahip olmadığını düşünenler daha endişeli ve gergin bir ruh hali içindedirler. Bu da beklenmeyen anda olan, gelişen ve gerçekleşen olayları algılama ve fark etme yetilerine zarar verir. Sonuç olarak da iyi olabilecek fırsatları yakalayamazlar çünkü o anda başka şeylere daha fazla odaklanmış olabilirler.

Örneğin iş arayışında olan kişi gazete ilanlarını sürekli izlemektedir, oysa ki diğer birçok yöntemi aynı anda harekete geçirebiliyor olsa,  daha sosyal ve iletişimi kuvvetli olarak kararlı şekilde birçok alternatifi değerlendiriyor ve tüm sınırları zorlayabiliyor olsa, hızlı sonuç alabilecek ve kendi adına bir şans yaratmış olabilecektir. Tek bir şeye odaklanıldığında sonuca ulaşmak o kadar kolay olmayabilir. Bu nedenle şanslı insanlar daha rahat, açık, inanan, pozitif, esnek yapıda, cesaretli, sezgileri olan, farkındalıkları kuvvetli, becerikli, isteyen ve arzulayan yapıda kişilik özelliklerine sahiptirler. Duygusal zekaları ve olayların sonuçlarını olumlu hayal etme güçleri gelişmiştir.

Immanuel Kant şöyle söylemiş; ‘’Hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir. Ümit, uyku ve gülmek.’’ Yaşamımızın her anında birçok olumsuz ve güçlüklerle karşılaşabiliriz ama bunu atlatacak yollar ve seçimler var. Geriye bakmak değil sürekli ileriye bakarak ve arkaya dönmeden devam etmek gerekiyor. Dolayısı ile zor durumları unutturacak üç şey var. Ümit, her zaman ümit etmek, uyuduğumuzda unutacağız ve negatif enerjiler bizi terk edecek ve hep gülerek, tebessüm ederek  bakacağız olaylara.

Şanslı olduğunu bilmek,  bunun farkında olmak da apayrı bir durum. Tereddüt etmeden, bunu ifade edebilen kişiler, yaşamdaki birçok pozitif enerjiyi kendilerine çekmekteler,  hatta bu gücü bu şansı daha da güçlendirmektedirler. Aslında iki şey birbirini tamamlıyor, güçlendiriyor, büyütüyor. Aynı yerde durmamak kirtik bir konu. Hedefler, değerler, istekler, arzular, beklentiler ortaya konacak ve istenecek. ‘’Bütün görkem, başlamaya cüret edebilmektedir’’ demiş Eugene Ware…. Bu yolda sürekli çalışma, sürekli görme, azimli şekilde ve hareket halinde. Bu enerji ve duygudayken, sürekliliği eklemek de yine ayrı bir beceri ve müthiş bir durum elbette.

Her yeni gün,  insanlara yeni hayat kurmak ve değişmek ve değiştirmek için yeni bir şans veriyor. Her gün,  bize hediye. O kadar anlamlı ve değerli. Her gün ve her an birşeyleri değiştirmeye gücümüz var. Sıkıştırdığımızda, zorladığımızda, üstüne gittiğimizde,  olmayacak daha çok kitlenecek. Kuvvetli bir ilişki ağı içindeysek, öyle güçlü bir zinciri yarattıysak,  etrafımızdaki değişimleri gözlemliyor ve içimize, en yüksek şekilde bu değişimleri alabiliyor ve hissedebiliyorsak attığımız adımlarda özgür ve başarılı olacağız, şansımızı daha kuvvetli getireceğiz kendimize.

Kariyer hayatlarımız şans mı? Yükselmemiz şansımıza mı bağlı? Yüksek ücret almamız şanslı olduğumuz için mi? Yurt dışında eğitim görmemiz ya da içinde bulunduğumuz çevre ya da iyi bir yöneticimizin olması mı? Ya da çok güçlü ve nitelikli bir ekibe sahip olmamız mı bizi şanslı kılıyor? İyi bir evlilik yapmış olmamız, şanslı olduğumuz için mi? İyi bir aileye sahip olmamız, çok paramızın olması bizim şansımız mı? Başarılı biri  olmamız şanslı olduğumuz için mi? Yoksa biz mi yaratıyoruz başarıyı?  Ünlü biri olmamız şans mı yoksa şanssızlık mı? Evet, herkes farklı düzeylerde hayat yaşıyor, herkesin seçimleri, tercihleri farklı. Herkesin hoşlandığı, keyif aldığı şeyler farklı. Mutluluğun anlamı da herkese göre değişik. Belli bir tatminsizlik yaşıyoruz diyelim, acaba şans mı şanssızlık mı?

Ama yaşamda en baştan mutlak belli olan 4 şey var. Yaşama gelişimiz, yani doğuşumuz, zamanı ya da o geliş anını biz seçmiyoruz. Kadın ya da erkek oluşumuz, biz karar vermiyoruz. Genel sağlık durumumuz, genetik rahatsızlıklar vb biz bilmiyoruz. Ailemizin ekonomik durumu, biz seçmiyoruz. Ama bu arada olan herşeye hem de herşeye biz karar veriyoruz hayat seçimlerimizden oluşuyor. Yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan. Yönlendiriyoruz, şekillendiriyoruz, kurguluyoruz, dizayn ediyoruz, kuruyoruz, büyütüyoruz, küçültüyoruz,  belki en başta belli olan herşeye doğru gidiyoruzdur.

O kadar çok seçenek var ki….. en zor anlarda, imkansızlıklarda, kararsızlıklarda, kararlarda, zorluklarda, engellerde, en iyi olan hallerde bile….. Yeter ki kendimizi iyi, güçlü  hissedelim. Yaptıklarımızın, kararlarımızın arkasında duralım ve hiç pişman olmayalım.

Hepimiz için, bu zorlu sayılabilecek günlerde, elimizden gelen maksimum çabayı göstermek, tüm fırsatları kollayarak kendimiz adına en iyi şeyi, yani ŞANS’I yaratmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.

O yüzden; şans kriz dinlemeyecek ve tüm sıkıntının üzerini örtecek ama istememiz gerekiyor. Herşey eskisi gibi olmayabilir, herşey eskisinden daha da güzel olabilir. Yeter ki görelim, görmeyi bilelim, uzanalım ve alalım istediğimizi. İstediğimiz olamasa bile kavuştuğumuz şeyin içinde, ne var, ona bakalım, farkedelim ondan güzel bir pay çıkaralım kendimize. Sonra yine devam edelim ulaşıncaya kadar. En iyiyi becerinceye kadar. Hiç olmadık gibi görünen şeyler, yepyeni ufuklar açabilir, o yepyeni yolda ilerlerken çok daha başka, hatta hayal edemediğimiz yerlere gelme şansımızı alalım yaşamdan. Bu dönemde işsiz kalan, işi olmayan, haklı olarak belli prensip ve değerlerinden ödün vermeyen ve işsizlik gibi bir süreçle karşı karşıya kalan insanlar için tavsiye ettiğim şey,  moralsiz olmamak, diğer tüm alternatifleri değerlendirmek, girişimci ruhla birşeyler yapıyor olmak, kendini gerçekleştirmek, kendilerini bulmaları için mücadele etmek ve yılmamaktır. Sakinlikle, olgunlukla , kabullenici şekilde beklemek, beklerken de aslında durmamak, tüm fırsatları kontrol etmek ve ulaşmak içinse her yolu denemek için aktif olmaktır.

Herkese en iyi seçim, en iyi karar, en bol şanslarla yaşama dileklerimi sunuyorum.

Ayınız şanslı geçsin.

Ayşen Arıduru

“Hayat anlardan, uzun bir ipe dizilmiş küçük, ışıltılı cam parçalardan oluşur. Eğer bu parçalar belli bir şekilde dizilmeden gelselerdi daha iyi olurdu ama o zaman hayatlarımız şimdi olduğu gibi olmazdı. Bütün bu olaylar için hayatımızda yer açmayı onları sevmeyi ve yaşamayı ama gerçekten yaşamayı öğrenmeliyiz. Varılacak yeri değil, yolculuğu sevmeliyiz.”

Anna Quindlen (Bestseller Romancı ve Köşe Yazarı)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir