Rafine Yaşamlar

Black or White Cemiyet, Yaşam ve Kültür Dergisi /2014

Yaşama değer vermeyen, onu asla haketmemiştir. Hayat hepimize gerçekten bir armağan. İçini nasıl doldururuz, ne yönde ilerletiriz, biraz bu bize bağlı.

Savurganlığın para pul ile ilgisi yoktur, çok fakir ama savurgan insanlara da rastlayabilirsiniz. Rafine olmak, biraz insanı çevreleyen yaşam kaynaklarına akılcı bakmak, onları yaşama aktarabilmek, ve kalitesine önem vermek ile ilgili birşeydir. Diğer bir anlatımla hayatı savurmamak da bir anlamda rafine yaşamın ilk kilometre taşıdır.

Elimizde olanlar ve  elimizde olmayanlar  olacaktır. Müdahale edemediğimiz, kontrol dışı birçok şey gerçekleşecektir. Kendimizin nasıl biri olacağına, kendimiz karar vereceğiz. Değerlerimiz oluşacak, prensiplerimiz, sevdiklerimiz ve bir tarzımız olacak. Zevklerimiz gelişecek, kendimizi daha çok tanıyacağız gitgide.  Bilgi ve deneyimler arttıkça, elbette daha iyi olacak, yaşananların , geçmişin hüznü gelecek bazen gözlerimizin önüne, kalbimizde hissedeceğiz, kararlarımızın sonuçlarına şahit kaldığımızı farkedeceğiz. Düşünceler, yorumlar devam ederken içimizde,  değişim hep devam edecek, yaşama şeklimiz değişecek. Tercihlerimiz değişecek. Alışkanlıklar bile bazen. Hiç durmayacak döngü. Herşey her zaman harika gitmeyecek. Bazen beklenmedik anlar olacak. Merak içinde olup, öğrenmek için sürekli bir arayış içinde olup,  belirsizliği, tutarsızlığı,  çelişkiyi, kararsızlığı yaşamaya da hazırlıklı olmak gerekmez mi? Tüm bunlarla başa çıkabilme gücünü hissetmek ve kendini sürekli iyi hissedebilmek iyi gelmeyecek mi kendimize? Gittikçe rafine hale gelmeyecek miyiz?

Leonarda DA Vinci’nin bir sözü:

‘’Deneyimlerini zenginleştirme yolunda hislerini, duyularını, özellikle görme duyunu devamlı geliştir, rafine et. ‘’

‘’Rafine’’ kelime anlamı; incelmiş, ince, arıtılmış, saflaştırılmış demektir. İnce ince işlenmiş, belki biraz yavaş yavaş olmuş, fazlalıklardan arındırılmış, özüne, kalitesine ulaşılmış…

Rafine olmak; bu hale gelmek, ince ve hassas duyguların zevki ile olur. Yaşanmışlıklarla öğrenilir. Hayatın güzelliklerini ve anlamını kavramakla, görgülü,  kibar, bilgi, merak ve heves içinde zevkleri hak ettiği gibi yaşamakla,  yaşadığının hakkını vermekle oluyor.

Bu karakterler, etkileyici bir kültür sahibi, kendisinde ve hayatında ince detaylarla bir estetiğe ve mükemmelliğe şahit olunan kimselerdir. İdealleri; düzgün yaşamak, marjinal deliliklere, uç noktalara ve oyunlara entrikalara, hayatlarında yer vermemek, dedikodudan uzak, saygın bir yaşam sürmek, aldıkları keyifleri ve zevklerini icra etmek, sakin ve dinginlik içinde olmaktır.

Farklılaşma isteği ile başlayan rafine bir yaşam ve bakış açısı, bu farklılığı benimseme ile yerini buluyor. İşte daha önce bahsettiğim sürekli merak içinde, hevesle yapılan tüm arayışlar, rafine bir yaşama kavuşma için…

Rafine yaşamlar,  kaos içinde olmanın tam zıttıdır. Karışıklık, düzensizlik kararsızlıklar yoktur. Ağırbaşlı, özel zevkler içinde, seçkin, seçici, tevazuludur. Yıllar birikip, yaşanmışlıklar sonrasında az, öz, sade gösteriş dışı yaşamlardır. Zamanın ve insanlarının kıymetini bilen, yaşamlarını iyi ve değerli yöneten, hayatlarının amacının bilincinde yaşayan insanlar, rafine kişilik sahibidir. Kabullenici ve olgunluk düzeyleri yüksektir.

Aşmış olmak kavramı böyle insanlar için söyleniyor. Gelişigüzel değil, zevk alarak, derinlik içinde, kendi değerini de bilerek… Çevrelerine ve topluma katkı sağlamanın verdikleri haz içinde.

Rafine kişilik sahibi olmak,  sosyal statü ile alakalı değildir. Finansal güç ile de ilgisi yoktur. Sanki işin ucu paraya dayanıyor gibi görünse de finansal güç sahibi olmayan, rafine karakterler ve rafine yaşamlar görüyoruz… Rafine şeyler, çoğu zaman pahalı değillerdir. Ancak çok küçük bir zümre tarafından paylaşıldığı için, rafine zevkler, biraz para sahibi olmayı gerektirebiliyor.  Tanınmış ve pahalı bir markaya sahip olmak, rafine bir olay olmadığı gibi, ucuz ama yüzyılladır varlığını geleneksel yöntemlerle sürdürerek üreten bir markadan, alışveriş etmek rafine olabiliyor ya da dün kurulmuş ama mutevaziliği ve teknolojik güzelliği ile ön plana çıkabilen bir emtiayı kullanmak da rafine olmayı çağrıştırıyor.

Hangi şarabı, hangi yemekle içebileceğini bilmek, buna yeme içme kültürü diyelim, golf, binicilik, yelken vb sporlara düşkünlük, yurt dışı seyahatler yapmak, yabancı kültürlere ulaşmak, sanata eğilimli olmak, birşeyi sonucunu, nedeni ile ilişkilendirme ve bağı kurabilme becerisine sahip olmak, rafine yaşamlar gereği. Örnek verirsek, bir sanat eseri ile karşılaşma yetkinliğinde ve becerisinde olup, bir tablonun ne kadar anlamlı ve değerli olduğunu görebilecek ama bunun  neden olduğunu bilecek kadar bir kültür, merak, birikim ve bilgi düzeyinden bahsediyoruz.

Rafine Yaşamlar için gereken şeyleri özetlersek;

-Geleneksel değeri olan bir yaşam stili

(ev, dekorasyon, yaşam alanları, kullanılan ürünler, tüketilen malzemeler, seyahat tercihleri, yeme içme şekli, ilişkiler yönetimi)

-İlgi duyulan alanda etkin olma ve varolma tercihi

(icra edilen zevkler, hobiler, alanında kabul görmüş biri haline gelme, işini iyi yapma, birikimli, kültür sahibi, duyulan hayranlık)

-Yıkılmaz bir karakter

(ne yapacağını bilen, iyi analiz, kendine öz güveni yüksek olma, pozitivizm, saygınlık, güvenilirlik)

-Dingin bir ruh

(sakinleştirilmiş bir ruh, sağlıklı ve rafine düşünme ve davranış hali)

Bir tespit de şu ki; gerçek rafine yaşamlara ve karakterlere baktığımızda onlara bahşedilen asıl lütuf, rafine zevklerinin hepsine birden ve hızlı ulaşamamaları, basamakları yavaş yavaş çıkmalarıdır. Bir mücadele yaşamış olmalarıdır. Çünkü rafine şeyler, öyle bir günde öğrenilmiyor, hayata geçirilemiyor.

Hepimizin, gerçek rafine yaşamlar içinde olması isteği ile…

Ayşen Arıduru

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir